- Küçük kız kendini bildiği günden beri annesinden şevkat görmüş, ondan duyduğu sözlerle pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı. Annesine göre, nur yüzlü, badem gözlü, ipek saçlı, elma yanaklı ve kiraz dudaklıydı. Dünyanın en güzel kızı oydu.
Ama ilkokula başlayınca işler değişmişti. Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını, hatta çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız önceleri buna inanmadı, inanmak istemedi. Çünkü çevresindeki herkes birbirini kıskanıyordu. Bir kaç yıl içinde gerçeklerle yüzleşti. Annesinin pamuğa benzettiği yüzü, çiçek bozuğuna benziyor, badem dediği gözleri şaşıydı. Saçları ipek gibi değildi. Boyu da bir selviyi andırmıyordu. Demek ki annesi ona yıllarca yalan söylemiş, onu aldatmıştı.
Yavaş yavaş anne sevgisi nefrete dönüşüyordu. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen taliplileri yoktu, hatta yüzüne kimse bakmıyordu. Üstelik gözleri, bütün tedavilere rağmen düzelmiyordu. Genç kız, gözleri için kontrole gittiği bir gün, doktorların gizlice yaptığı konuşmalardan kör olacağını anladığında annesine olan nefreti katlanarak artmıştı. Kendisini hala çocukluk yıllarındaki gibi seven annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeye karar verdi. Kızının gittiği uzak diyarda bir akrabası olan anne, kazandığı paraları bu akrabasına gönderip kızına bakmasını sağlamıştı. Gizliden gizliye dünyalar güzeli kızına destek çıkıyordu.
Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Doktorlar; “Uygun bir çift göz bulup nakil yapmaları gerektiğini aksi halde başka türlü görebilmesinin mümkün olmadığını…” söylüyorlardı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu. Yalancı annesi ölse bile umrun da olmayacaktı. Tam karanlık dünyasına alışmaya başlamışken, doktorlar; “Bir çift sağlam göz bulduklarını, hemen ameliyata alabileceklerini…” söylediler. Genç kız çok sevinmişti. Çok çirkin olduğu yüzünü tekrar görmek istemiyordu fakat kör olarak kimseye muhtaç kalmak da iyi değildi.
AMELİYAT SONRASI
Genç kız ameliyattan sonra aynaya baktığında müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı. Yüzündeki bozukluklar kaybolmuş, süpürge gibi olan saçları şimdi ipek gibiydi, yanakları elma gibi kıpkırmızı, dudakları da kirazı andırıyordu. Yeni gözleri de tıpkı badem gibi görünüyordu. Genç kız yanındaki yaşlı doktora minnetle sarılarak; “Teşekkür ederim doktor bey, hem gözlerime kavuştum, hem de bana yaptığınız estetikle dünya güzeli olmuşum…”
Yaşlı doktor; “Böyle bir ameliyat yapmadık kızım!” diye gülümsedi. “Sana gözlerini bağışlayan annendi, şimdi kendine onun gözünden bakıyorsun sadece…”