FAHRETTİN DEMİREL (TAŞÇI HAFIZ)
Resmî nüfus alt üst soy bilgisi verilerine göre doğum tarihi 1 Temmuz 1909 , doğum yeri ise Selanik-Kayalar Kasabası olarak kayıtlıdır. Babası Davut bey, annesi ise Hatice hanımdır. Hafızlığını Selanik’te tamamlamıştır. "Bir çok müftü ve Selanik belediye başkanının bulunduğu hafızlık merasiminde o kadar katılan hafızın arasında bir tek Fahrettin Demirel'e Kur'an-ı Kerim okutulmuş ardından hafızlık ünvanı ve belgesi verilmiştir."
İlkokul mezunudur (5 yıl). 1923 yılında mecburi göç (mübadele) sebebiyle Türkiye’ye gelmiş ve Amasya İli Merzifon İlçesi Hocasüleyman Mahallesine yerleşmiştir. İki buçuk yıl askerlik yapmıştır. Askerlik dönüşü Hanife hanımla evlenmiş ve bu evlilikten iki kızı, üç oğlu olmuştur. Lakabı taşçı hafızdır çünkü iyi bir taş ustalığı vardır. Taş ustalığında elinin demir gibi sağlam olması baz alınarak soyadı kanunu çıktığı zaman Demirel soyadı verilmiştir.
İmam-Hatip olarak ilk vazife yeri Merzifon Esentepe (Yuvala) Köyü Cami olup, burada beş yıl kalmış ve burada oldukça fazla talebe okutmuştur. Sonrasında Merzifon Kara Mustafa Paşa Cami’nde Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı ve ücretli 3-4 yıl civarında müezzin-Kayyım olarak görev yapmış, 1 Mart 1965 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak resmî vazifeyle 14 yıl 10 ay yine Kara Mustafa Paşa Cami’nde aynı görevine devam etmiştir. Rahatsızlığı sebebiyle 5 Aralık 1979 yılında kendi isteği ile emekli olmuştur. 28 Nisan 1983 yılında vefat etmiş, Merzifon İlçe Mezarlığı’na defnedilmiştir. Kabri nur, makamı cennet, derecesi âlî, okuduğu ezan, salâ ve Kur’anlar şefaatçisi olsun.
HATIRALARI
* Camilerde mikrofon ve hoparlör olmadığı ilk görev yıllarında 99 basamaklı Kara Mustafa Paşa Cami minaresine çıkarak gevrek ve güçlü sesi , makamlı okuduğu ezan ve salâlarla dinleyenleri hayran bıraktığı söylenmektedir.
*O devirde ezana ilk olarak Kara Mustafa Paşa Cami başlayacak olduğu için mina-reye on dakika önce çıkar, dinlenir ,vakti gelince ezana başlarmış. Yine bir gün gündüz vakti ezanlar başlamış fakat müezzinden ses çıkmamış. Zamanın müftüsü Hamit Piroğlu’na haber verilmiş, minareye çıktıklarında ne görsünler? Fahrettin hafız oturum halinde köstekli saati dizine koymuş, ezan vaktini beklerken uyuya-kalmış. Hayranlığını gizleyemeyen müftü efendi aynen şu tabiri kullanmış; “İşte ben vazife sorumluluğu diye buna derim. Keşke herkes böyle olabilse.”
*Emekliliğe karar verdiğinde oğlu Ahmet Remzi müftü efendiye giderek “Sayın hocam ,babam rahatsızlandı , camiye gitmeye gözü almıyor, size selam söyledi emekli olmayı istiyor.” Dediğinde müftü efendi “Aaaah ah keşke emekli olmasa, vazife yapmasın tek şu caminin bir köşesinde otursun.” diyerek hüzünlenmiş.
*Hastalandığı zaman Merzifon (Askerî) Hava Hastanesi’nde tedavi altına alınmış, hasta yatağında doğrularak abdest alması için oğlu Ahmet Remzi’den yardım istemiş , başındaki hemşirelere “Ben okuyacağım sizde dinleyin” demiş, gür sesiyle bağıra bağıra okumaya başlamış . O anda oğlu, Fahrettin hafıza “Baba biraz alçak sesle okusan diğer hastalar rahatsız olur” deyince “Oğlum sabret az sonra hepimiz rahat edeceğiz” demiş. Bu arada bir üst katta yatan zamanın garnizon komutanına “Şehitlerimizi gözyaşları içinde hiçbir karşılık beklemeden yıkayan hocamız hastanemizde yatıyor.” diye haber vermişler. Komutan “Madem öyle yıkanmasından eve intikaline, çelenginden cenaze törenine kadar bu sefer vazife bizim.” demiş. Oğlu da komutana “Babam şöyle derdi: ‘Evladım mevtanın bir tutam çiçeğe değil ,bir fatihaya ihtiyacı var.” demesi üzerine komutan sadece yıkanıp eve gönderilmesi emrini vermiş. Allah o komutandan razı olsun.
NOT : (Hatıralar bölümünü merhum babam Ahmet Remzi Demirel'den dinlemiştim)
TEŞEKKÜR
Merhum dedem Fahrettin DEMİREL ile ilgili bilgi paylaşımında bana yardımcı olan halam Şahinder BAYLAV’a , Merzifon Müftüsü Abdülhamit PEHLİVAN ve Müftülük Şefi Şerafettin CAN hocalarıma, emekli Kur’an Kursu öğretmeni Hafız Osman KIZILKAYA hocama çok teşekkür ediyorum.
Necip DEMİREL
İstanbul Maltepe Merkez Cumhuriyet Cami Müezzini