Derleyen: Muhammet Fatih Pehlivan
Nükte:
Nasrettin hocaya sormuşlar;
Hocam Ramazan bizden memnun mu, Onu memnun edebiliyor muyuz?
Hoca cevap vermiş;
Memnun olmasa her sene on gün önce gelir miydi?
Nükte:
Bizim eve de buyursun!
Bir zat Ramazan’da hiç evine gelmez, boyuna davetli davetsiz iftarlara gidermiş. Bir akşam birisi evine gelerek:
-Bu akşam sizin efendiyi filan yerde iftara davet ediyoruz, buyursunlar, deyince,
Evin hanımı:
-Ramazan neredeyse bitecek, efendiyi gören yok. Siz görebilirseniz söyleyin. Bir gece de kendi evinde iftara buyursun!
Nükte:
Adamın biri her gün hanımını zorlayarak sahura kaldırıyor yemek hazırlatıp sahur yiyormuş. Sonra da orucu….Bir gün beş gün bu böyle devam ederken kadın artık dayanamamış ve: “Ula herif sen de hiç vicdan yok mu? Orucu tutmuyorsun bana zorla sahur hazırlatıyorsun”, demiş.
Adam: “Oruç farz sahur yemek sünnet değil mi” diye sormuş.
Kadın: “Evet” demiş.
Adam: “E hanım farzı yapmıyorsak sünneti de terk mi edelim” demiş.
Nükte:
Oruçluyken Kaç Hamsi Yersin?
Dursun, Temel’e sormuş:
-Oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun Temel?
-100 tane yiyebilurum.
-Hadi ordan, yesen yesen 1 tane yiyebilursun, gerisini oruçsuz yemiş olirsun,” demiş.
Bu espri Temel’in çok hoşuna gitmiş. Bir gün yolda giderken Cemal’i görmüş ve hemen sormuş:
-Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?
Cemal:
-50 tane, demiş.
-Ha uşağum 100 tane deseydun sana müthiş bir espri yapacaktum!
Nükte:
Bunları Ramazana Verin
Vaktiyle adamın birisi her şeyin en güzelini bir yana ayırır, "Hanım bunu Ramazan'a sakla" dermiş. Gel zaman git zaman Ramazan ayı gelmiş, güzel güzel yemekler pişmeye, iftar sofraları dolup taşmaya başlamış.
Günlerden bir gün kapıya bir dilenci gelmiş ve Allah için bir yardım istemiş.
Kadın:
"Adın ne senin?" demiş.
"Ramazan"
"Ramazan mı? Dur öyle ise..."
Evde ne kadar ayrılmış güzel yiyecek, içecekler varsa kaplara doldurmuş.
"Al git bunları, bizim bey sana saklıyordu" demiş.