MERZİFON MUTFAĞI
Merzifon tarih boyunca farklı kültürlerin harmanlandığı bir barış şehridir. Yüzyıllar boyunca farklı milletler, farklı inançlar bu şehirde bir arada yaşamış ve tabiri caizse ortak ve üstün bir kültür meydana getirmişlerdir. Merzifon mutfağında da bu etkileşimin izlerini görmek mümkündür. Zengin ve gelişmiş, hatta gelişmeye devam eden bir mutfak kültürüne şöyle bir bakış bile yüzyılların birikimine dair izler sunuyor bizlere.
Merzifon’da sevilerek yenilen yemekleri ana başlıklar halinde toplamak belki bugün için çok fazla anlam ifade etmeyebilir. Birkaç kaynak taraması ve annelerimizin anlatılarını yan yana getirmek şüphesiz Merzifon mutfağını anlatmaktan çok uzaktır.
Merzifon pidesi ve Merzifon köftesi bile başlı başına araştırılmaya ve geliştirilerek bir marka haline getirilmeye layık durumda iken, zengin Merzifon mutfağı hakkında yapılmış bir tane bile akademik çalışmanın olmaması üzüntü vericidir. Sağda solda veya anılarda gizli kalmış kırıntıları kaleme alarak, hiç olmazsa Merzifon Mutfağı'na ilgi uyandırmaktan başkaca elimizden bir şey gelmiyor.
Eserinden faydalandığımız, 100 yıl önce yaşamış, Amerikan Koleji aşçısı Piranyan’a, Merzifon Kültür Tarihi açısından eşsiz bir eser olan "Üç Nesil Bir Devir" adlı romanından birebir alıntılar için sevgili İlhan Önal Hanım'a ve Amasya Valiliği yayınlarından “Amasya Mutfağı” adlı eserden aldığımız tarifler için editör Harun Yörgüç’e şükranlarımızı sunuyoruz.
KEŞKEK
Merzifon mutfağının en önemli yemeği hiç şüphe yok ki, Keşkek’tir. Keşkek Anadolu’nun birçok yerinde bilinen ve sevilen bir yemek olmasına karşılık Merzifon keşkeği birçok farklı özellikler taşır. Merzifonlular keşkeği çok severler. Özellikle bayram sabahları keşkek kahvaltı masalarının baş yiyeceğidir. Bayram namazından çıkan erkekler doğruca fırınlara gider. Bir gece önceden hazırlanıp fırınlara götürülen çömlekler alınır ve evin yolu tutulur. Merzifon keşkeği özel yarma ile yapılır. Geçmiş yıllarda yarma için ekinler soku taşında dövülerek kabuklarından ayrılırdı. Keşkek kabuklarından ayrılmış buğdayla yapılır. Bol et, nohut, tuz, su ile özel çömleklerde, ekmeğin arkasından fırına sürülür. Sabaha kadar fırında kendi kendine pişen keşkek çömçe ile bir güzel ezilir ve üzerine tereyağına atılmış karadut kurusu gezdirilir. Sabah namazından sonra yenilen bu yemekle güne başlanır. Bir bakıma bu yemek ekinin eve girdiğinin, bolluğun simgesidir. Ekin tarladan kalkıp eve girdiğinde elpilip savrulup dövüldü mü her evde bu yemek yenir.
Sonbaharda hatır sorana “Keşkeği yedik” cevabı verilirse, bu, yoğun şekilde kış hazırlığına başlandı demektir. Bu deyimin içinde, işlerin yoğunluğunu anlatmanın yanında övünme payı da aramak gereklidir. Zenginliği anlatır.
Keşkek; Türk Patent Enstitüsü tarafından 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin 12. Maddesi gereğince 2014 yılında Merzifon Belediyesi’nin talebi üzerine “Merzifon Keşkeği” Coğrafi işaretiyle tescil edilmiştir.
HELLE ÇORBASI
Malzemeler :
2 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı tereyağ
1 çay bardağı pirinç
Kara biber
5 su bardağı su
Yapılışı :
2 Yemek kaşığı un 1 yemek kaşığı tereyağında kavrulur. 5 su bardağı soğuk su eklenir. Bir başka kapta bol suda haşlanmış bir çay bardağı pirinç hazırlanan meyaneye katılır. Kaynayana kadar devamlı karıştırılarak pişirilir. Üzerine karabiber serpilerek servis yapılır.
KAYNAK: Merzifon Belediyesi Kültür Hizmetleri - "Yolların ve Kütürlerin Keşiştiği Şehir" - MERZİFON