Doğum ve ölüm arasında belirli ve sınırlı bir zamandan ibaret olan insan hayatı; çocukluk, gençlik ve yaşlılık dönemlerini içermektedir. Bu yönüyle insan; doğan, yükselen ve batan bir güneş gibidir, fakat kimi insanlar daha çocukluğunda gözlerini hayata yumarlar, kimi insanlar da gençliğini yaşayamadan hayata elveda derler, kimi insanlar ise yaşlanırlar, ömrün en düşkün çağına ulaşırlar.[1] "Hiçbir kimse Allah'ın izni olmadan ölmez. Ölüm bir süreye göre yazılmıştır..."[2] ve "Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez …"[3] hükümleri ilâhî bir yasadır ve asla değişmez. Bu itibarla insanın, hangi dönemde olursa olsun, asla geri gelmeyecek olan vaktinin kıymetini bilmesi gerekir. Peygamberimizin (a.s.); "İki nimet vardır ki insanlardan çoğu bu konuda aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman"[4] anlamındaki sözü, vaktin kıymetini ne güzel ifade etmektedir.
Özellikle gençler için zaman, daha çok önemli ve kıymetlidir. Yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerindeki huzur ve rahatları, bu dönemlerini verimli geçirebilmelerine bağlıdır. Çünkü gençler, enerjik, heyecanlı ve macera tutkunu olurlar, nefsânî arzuları ağır basar, duygularını ve iradelerini kontrol edemezler, düşmanları çok olur ve hayatları tuzaklarla doludur. Bu sebeple gençlerin zamanın idrakinde olmaları gerekmektedir. Bunun yanında gençleri ve sorunlarını iyi tanımak ve buna göre rehberlik etmek ailelerin, toplumun ve devletin temel görevlerinden biri olmalıdır.
"Genç" kelimesi Arapça "şâbb" ve "fetâ" anlamındadır. Hadislerde gençlik öncesi için "sabî-sıbyân" ve "ğulâm" kelimeleri ifade etmektedir. Yine hadislerde gençlik sonrası için ise "kühl", "şeyh" ve "kebir" kelimeleri kullanılmıştır.[5]
"Genç", yaşı az ilerlemiş ve henüz orta yaşa gelmemiş kimse şeklinde sözlükte tanımlanır. Bu tanım, insanın bedenî ve biyolojik yönünü ifade etmesi yanında, yaşa bakılmaksızın güçlülük, dirilik, ataklılık, çeviklik, heyecanlılık ve hareketlilik gibi gençliğin birtakım özelliklerini taşıyan kimseleri de ifade eder. "Seksen yaşında genç bir adam" tanımlaması bu tür genci ifade eder. Peygamberimiz (a.s.)'in, "Adem oğlu yaşlanır ama iki şey onda daima genç kalır: Mala olan düşkünlüğü ve çok yaşama arzusu"[6] anlamındaki sözünde geçen "genç" kavramı mecazî anlamda arzu ve duyguları ifade etmektedir.
Türkçe'de yine "genç" kavramı; tazeliği, yeni oluşu, tecrübesizliği, canlılığı ve hareketliliği ifade ettiği gibi, ruh ve ideal, zevk ve arzu gençliğini de ifade ederken tasavvufta “genç” (fetâ) kavramı; mert, cömert, cesur, erdemli, ahlâklı, fedâkâr, yardım sever, hoşgörülü, affedici ve nefsine söz geçirebilen, nefis putunu kırabilen, Kur’ân ve Sünnete uyan, kötülüğe iyilikle karşılık verebilen, başkalarının hak ve hukukuna riâyet eden kişileri ifade etmek için kullanılmıştır.[7] Bu anlama ek olarak "gençlik" kelimesi, insanın çocukluk ile yetişkinlik arasındaki dönemini, genç olma durumunu ifade eder.[8] Kesin bir görüş birliği olmasa da İslam bilginlerine göre insanlar bulûğa erdikleri veya bu yaşa geldikleri andan itibaren gençlik çağına girmiş sayılırlar.[9] Bu dönem; fizyolojik, ruhsal, duygusal, eğitim ve öğretim, edep ve ahlâk, kültür ve alışkanlık bakımından gelişim, değişim ve etkileşim süreci olması hasebiyle insan hayatının ön önemli, en kritik ve en sorunlu dönemidir. Çünkü genç insan; kimliğini, karakterini ve kişiliğini bu dönemde elde eder, iyi veya kötü alışkanlıkları, faydalı veya zararlı bilgileri bu dönemde edinir, yuvasını bu dönemde kurar.
Gençlere sahip olma, onlara iyi bir eğitim ve terbiye verme, onları kötü alışkanlıklardan koruma bakımından anne-babalara, eğitim ve öğretim kurumlarına önemli görevler düşmektedir. Çünkü gençler bu çağda enerji dolu ve hareketlidirler, duygusallıkları hat safhadadır. Bu gençlere bedensel, ruhsal ve duygusal ihtiyaçlarının meşru bir şekilde nasıl karşılanacağının gösterilmesi gerekir.
Aksi takdirde maceraya yatkın ve telkinlere açık olan gençleri satanizm, komünizm, ateizm, paganizm ve terörizm gibi faaliyetlere karşı uyarmamış ve korumamış oluruz.
Disiplinli ve düzenli çalışma, anne-babaya, büyüklere ve çevreye saygı, hoşgörü, sabır ve yardımlaşma, Allah, Peygamber ve insan sevgisi, kurallara uyma, doğruluk, haktan yana olma ve Allah'a saygılı olma bilinci gibi güzel erdemler bu dönemde kazanılır ve sonraki dönemlere taşınır. İbâdetli bir hayat geçirilebilmesi için çocukluk döneminde gerekli bilgilerin edinilmiş ve ibâdet alışkanlığının kazanılmış olması gerekir.
Günümüzde gençler; bir kısım film, dergi, gazete, televizyon ve benzeri iletişim vasıtalarıyla ahlâkî ve manevî değerleri zedeleyici şekilde yönlendirilmektedir. Medyada gece kulüpleri, aileden kopan gençlerin serüvenleri, giyim tarzları, çıplak pozlar, erotik ve müstehcen içerikli filimler ve teşhircilik gençlerin ahlâkî ve manevî değerleri üzerinde olumsuz etki yapmakta ve gençler bu alanlara yönlendirilmekte, fallar, burçlar, astroloji ve rüya yorumları önemli bir yer işgal etmektedir. Her sorun, gençleri olumsuz yönde etkilemekte, okuldaki başarısını azaltmakta, psikolojik rahatsızlık vermektedir.
Bağımlılık yapan sigara[10], her türlü alkollü içecekler ile afyon, esrar, eroin, kokain, morfin, katı, sıvı, toz veya hap gibi her türlü uyuşturucuların kullanımı, kumar ve şans oyunları gençliği tehdit eden zararlı alışkanlıklardır.
[4] Tirmizî, Zühd, 1, V, 550.
[5] Ebû Davûd, Hudud, 25, Menasik, 56;Buhârî, Tefsîr, Sûre 7, 5, Itisâm, 2, 28, Cenâiz, 93 Tirmizî, Zühd, 18; Birr, 75.
[6] Müslim, Zekât, 115, I, 724; bk. Buhârî, Rikak, 5, VII, 171, 172; Tirmizî, Zühd, 28, Kıyame, 28; İbn Mâce, Zühd, 27; Ahmed, II, 219.
[7] Uludağ, Süleyman, Fütüvvet, DİA, XIII, 260, İstanbul, 1996.
[8] bk. Büyük Larousse, IX, 4488, 4490, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1986.
[9] Şevkânî, Muhammed b. Ali b. Muhammed, Neylü'l-Evtâr Şerhu Munteka'l-Ahbâr, IV, 228, Beyrut, 1989; Yörükoğlu Atalay, Gençlik Çağı, s. 3. Ankara, 1986; Şevkânî, IV, 228; Hökelekli Hayati, Hz. Peygamberin Çocuk ve Gençlere Yaklaşımı, Hz. Peygamber ve Gençlik, s. 281-282, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 1992; Gündüz Turgay, Gençlik Dönemi ve Eğitim, İslam'ın Eğitim Anlayışı Çerçevesinde Gençlik Dönemi Din ve Ahlâk Eğitimine Yeni Bir Bakış, II, 53, Esnan Neşriyat, İstanbul, 2003; Tirmizî, Hudud, 1, IV, 32, Ahmed, I, 118; Tirmizî, es-Sünen, IV, 32; Seyfullah Kara, Peygamber Döneminde Gençlik, s. 14, Ağaç yayınları, Ankara, 2003.
[10] Karaman Hayrettin, Günlük Hayatımızda Helâller ve Haramlar, s, 46-47, Nesil Yayınları, İstanbul, 1979.