HAZRETİ BÎŞR (Zülkifl) A.S.) IN KUR'AN-I KERÎM'DE ZİKROLUNDUĞU YERLER
Hiç şüphe yok ki doğrusunu ancak Hazreti Allah bilir. Onun kudretindedir.
Hazreti Bişr {A.S.) Kur'an'da bu isimle zikr olunmaz. Şît, Hızır, Danyal, Yuşa (A.S.) lar gibi:
Kur'an-ı Kerîmin (Enbiyâ: 85) ve (Sâd: 46) âyetlerinde Zülkifl geçerse de bunun asıl Zülkifl peygambere mi ait olduğu yahut Hz. Eyyûb (A.S.) ın oğlu Hz. Bişr'in lâkabı mı bulunduğu ihtilaflıdır.
Fakat şu bir hakikattir:
Dinler tarihi âlimlerinin ve müfessirlerin bir çoğu, Hazreti Eyyüb (A.S.) dan sonra oğlu Bişr'in, ki lâkabı Zülkifl'dir, peygamber gönderildiği hakkında müttefiktirler.. Hazreti Nûh (A.S.) ın torunlarından Rum' dan üreyen kuzey kavminin bir topluluğuna peygamberlik etmiştir.
Meraklıların araştırmasındaki kolaylık bakımından, meselâ Türk âlimlerinin ve tercüme edilmişlerin bir kaç tanesine göz atalım inanırız.. Şu örnekler yeter:
1. Cevdet Paşa : Hazreti Eyyüb (A.S.) ı anlatınca, sonunda oğlu Bişr'in (Zülkifl) lâkabiyle peygamber olduğunu yazar.
2. Ömer Nasuhi Bilmen: Büyük Ilmü Hal'de şöyle söyler: Hazreti Eyyüb'ün doksan üç yaşında vefat ettiği ve kendisinden sonra Bişr adlı oğlunun da Şam'da peygamber olduğu mervidir. Bu zata Zülkifl denmiştir.
3. Taberi Tarihi: Hazreti Eyyüb (A.S.) in vefatından sonra oğlu Bişr'in peygamberlikle görevlendirildiğini, lâkabının (Zülkifl) olduğunu anlatır.. Ve yaşı, yeri, oğlu hakkında bilgi verir.. Babasının duası üzerine peygamber olduğunu kaydeder.
4. Hasan Basri Çantay : Âyetlerdeki Zülkifl için : (Elye-sa'ın amcazadesi veya Eyyûb bin Bişr olduğu ihtilaflıdır) notunu koyar.
5. Elmalı: (Zülkifl, Eyyüb'ün oğlu olup Şam'da tevhide davet ettiği zikrolunur) der.
Demek Bişr (A.S.) peygamberdir.
Bütün karışıklık onun lâkabının (Zülkifl) olmasıdır.
Çünkü Hz. Ilyas'dan önce veya Hz. Elyesa'dan sonra peygamber olan Zülkifl (Herakil-Hezakil) ile bu lâkabın benzerliği açıktır.
O halde niçin peygamberleri sayarken (Bişr) olarak zikredilmemiştir ?..
Bu, şüphesiz her âlimin kanaatine bağlıdır.
Fakat şu da gerçektir ki, hakkında fazla mevzu bulunmaması, bir kaç satırla anlatılmasına yol açmıştır. Halbuki Hazreti Eyyüb (A.S.) dan sonra, mucize ile inanan ümmeti ne olmuştu?.. Merak edilecek bir konudur. Elde o çağın ve yılların tarihî vesikaları vardır.. Bunlar incelenip bitiştirildiği zaman, pek âlâ Bişr devri aydınlığa çıkar.. Ve bu lâzımdır.
Şu bilgilerimizi hatırlamada fayda vardır:
1. Hazreti Allah (C.C.) her topluluğa peygamber göndermiştir.. Bunları kesinlikle buyurur.. Hazreti Âdem (A.S.) dan Hazreti Muhammed (S.A.V.) e kadar 130-230 bin tahmin edilirler.
2. Şüphesiz Hazreti Allah (C.C.) bütün bu peygamberleri Kur'an'da bildirmeye lüzum görmemiştir. Ancak, Hazreti Muhammed (S.A.V.) Mekke'de peygamberlikle şereflenince elbette müşrikleri hidayete erdirmek için yakındakilerin kıssalarını haber verecekti..
3. İsimleriyle Kur'an'da açıklanan peygamberler yirmibeş adettirler.. Bunda ittifak vardır. Fakat bazı pek ihtiyatkârlar yirmidörde bile inerler.
Bu yirmibeş peygamber şunlardır : Adem,- İdris, Nuh, Hûd, Salih, İbrahim. Lût, İsmail, İshak, Ya'kub, Yûsuf, Eyyûb. Şuayb, Musa, Harun, Davud, Süleyman, İlyas, Elyesa', Zülkifl, Yunus, Zekeriya, Yahya, Isa, Muhammed (S.A.V.)
4. Bilindiği gibi Hazreti Allah (C.C.) insanlara araştırıp bulmayı emretmiştir.
Âlimler de araştırmışlardır titizlikle. Böylece bazı neticelere varmışlardır..
Yirmibeş peygamberden ayrı, şu zatların peygamber yahut veli oldukları ihtilafa sebebiyet vermiştir :
a. Peygamberlikleri söylenmeyip Kur'an'da ismi geçen (Lokman, Uzeyr, Zülkarneyn)
b. Kur'an'da geçmeyip mealen, yahut tarih kaynaklarından çıkarılanlar (Şit, Hızır, Yuşa. Danyal)
5. Bu durum karşısında değişik neticelere varılmıştır. İşte örnekleri :
a. Peygamberleri yirmidört sayanlar (Bunlar Zülkifl'i İlyas ve Zekeriya ile Yuşa'nın lâkabı saymışlardır.)
b. Peygamberlere yirmialtı diyenler. Bunlar Şît'i almışlardır.
c. Peygamberlere yirmibeş diyenler. Bunlar Kur'an'daki peygamberlere Zülkifl veya diğer ismi geçen bir veliyi ilâve etmişlerdir.
d. Yirmisekize yükselenler: (Lokman-Uzeyr-Zülkarneyn-Hızır-Danyal) dan ikisini, yirmi altı peygambere ilâve etmişlerdir.
⇔
Bişr (A.S.) a gelince :
Lâkabının (Zülkifl) olması dolayısıyla ortaya üç düşünce çıkmıştır.. Şöyle ki:
1. Hazreti Bişr, Kur'an'da ismi geçen Zülkifl'dir.. Ve Hz. Eyyüb'den sonra hemen peygamber olmuştur.
Bu halde peygamberleri tarih sırasına koyarken Zülkifl'i geçmişe götürmek gerekir. Halbuki Zülkifl'in İlyas'dan bir evvel, yahut Elyesa'dan sonra peygamber olduğu kesindir. O peygamberin Hazreti Eyyüb ile arasında yüz yıllar farkı vardır.
2. Bazıları bu birinci düşünceyi birleştirmeye çalışmışlar ve Hazreti Eyyüb (A.S.) ı daha sonra, Elyesa zamanında yaşatmışlardır.. Böylece oğlu Bişr'in (Zülkifl) lâkabiyle peygamber olduğunu söylemişlerdir. Fakat şu da kesin bir hakikattir ki, Hazreti Eyyüb (A.S.)., Hazreti Yusuf (A.S.) m torunu (Rahmet) ile evlenmiştir. Bu hatırlanınca Hazreti Eyyüb'ü öne almak mümkün olamaz.
3. En akla uygun düşünce şudur :
Hem Hazreti Eyyüb (A.S.) in oğlu Bişr (Zülkifl lâkabiyle) vardır, hem Zülkifl peygamber vardır. Tereddüt, isim benzerliğinden doğmuştur.
⇔
(KABE'YE DOĞRU) serisinde bütün düşünceler üzerinde durulmuştur.. Yâni hem ismi geçen peygamberler, hem de ihtilaflılar anlatılmış ve anlatılacaktır.
Fakat bunu yaparken peygamber adedi yirmi sekizden yukarıya çıkarılmayacaktır.
Ana fikir şudur:
İhtilaflı olanlar eğer, her hangi bir peygamberin hayatına girmiyorlarsa müstakil anlatılacaklardır. (Giriyorlarsa o peygamberle birlikte hikâye edileceklerdir.. Böylece hepsi hakkında bilgi verilecektir.. Okuyucu ilhamına göre karar verebilir.
Tablo şudur :
1. Şîti ve Bişr (Zülkifl) ayrı olduklarından müstakil hikâye edilmişlerdir.. Yuşa da öyle olacaktır.
2. Hızır ve Zülkarneyn (Mus'ab) ın hayatları Hazreti Musa'da bahs olunacaktır.
3. Lokman ise Hazreti Davud (A.S.) da geçecektir.
4. Uzeyr ve Danyal, Hazreti Süleyman'da hikâye olunacaklardır..
Böylece hiçbir eksik bırakılmayacaktır.
Maksat peygamber adedini teamüle uyup yirmi sekizden yukarı çıkarmamaktır.. Yoksa ihtilaflı olanları bir hükme bağlamak değil. Yukarda da izah edildiği gibi bu ancak Hazreti Allah (C.C.) ın kudretindendedir..