Abdestin farzları, âyette (el-Mâide 5/6) zikredildiği üzere şunlardır:
Yüzü yıkamak, kolları dirseklere kadar yıkamak, başı meshetmek, ayakları topuklara kadar yıkamak.
Sünnî dört mezhep bu şartlar üzerinde ittifak etmiştir.
Ancak Şâfiîler bu şartlara, niyet ve tertibi de ilâve ederler.
Hanbelîler tertibi ve uzuvların ara verilmeden ardarda yıkanmasını (muvâlât),
Mâlikîler niyet ve uzuvların ardarda yıkanması yanında, uzuvların yıkanırken ovulmasını da (tedlîk) abdestin şartlarından sayarlar.
Hanefîler’e göre, âyette zikredilen dört şart dışındaki bu ilâveler farz değil sünnettir. Bu şartlara riayet edilerek alınan bir abdestin sahih olabilmesi için, abdest uzuvlarında kuru yer bırakılmaması ve deri üzerinde suyun temasını engelleyecek bir şeyin bulunmaması gerekir. Abdestin şartları ve bu şartların mahiyetiyle ilgili diğer görüş ayrılıkları, konuya dair âyet ve hadislerin farklı yorum ve değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır.
Burada zikredilmesi gereken bir husus da şudur: Sünnî dört mezhep ile Hâricîler ve Şîa mezheplerinden Zeydiyye’ye göre abdest alırken ayakları yıkamak farz olduğu halde, İmâmiyye (Ca‘feriyye) Şîası, ayakların yıkanmayıp çıplak olarak üzerlerine meshedilmesi gerektiği görüşündedir. Bu ihtilâf, abdestle ilgili âyette bulunan bir okuyuş (kıraat) farklılığından ileri gelmektedir.
Abdest konusunda Hz. Peygamber ve ashabının tatbikatına aykırı olan İmâmiyye’nin bu görüşü diğer mezheplerce reddedilmiştir. Hz. Peygamber’in sünnetiyle sabit olan “mest üzerine meshetmek” ise Sünnî mezheplerce benimsenirken Hâricîler ve Şiîler tarafından kabul edilmemiştir.
Sünni alimlere göre abdestin farzları dörttür:
-
Başın dörtte birini meshetmek, yani ıslak elle sıvazlamak.
-
Kolları (dirsekleriyle beraber) yıkamak.
-
Yüzü yıkamak.
-
Ayakları (topuklarıyla beraber) yıkamak.
Şia alimlerden bazıları "ayaklara meshetmenin" abdestin farzlarından olduğuna, bazı alimler meshin farz, yıkamanın sünnet olduğuna, diğer bir kısmı ise her iki uygulamadan birisini yerine getirmenin yeterli olacağına inanmışlardır